
Çekişmeli Boşanma
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI
Çekişmeli Boşanma : Boşanmaya karar veren kadın ve erkek, çekişmesiz (anlaşmalı) boşanma davası yoluyla veya çekişmeli boşanma davasıyla boşanmayı gerçekleştirebilirler. Anlaşmalı boşanma davasında protokol imzalayarak daha kısa sürede boşanma davasını sonuçlandıracakken çekişmeli boşanma davasında bu süreç daha uzundur.
Bu süreçte kadına ve erkeğe bazı haklar tanınmıştır. Bu haklardan kadına tanınan haklar şöyledir:
KORUMA KARARI TALEP HAKKI
ÜCRETSİZ AVUKAT TALEP HAKKI ( ADLİ YARDIM HAKLARI )
ŞAHSİ EŞYALARINI TALEP HAKKI
ÇOCUĞUN TESLİM EDİLMESİNİ TALEP HAKKI
ORTAK KONUTUN TAHSİSİ HAKKI
TEDBİR NAFAKASI
YOKSULLUK NAFAKASI ( Her boşanma davasında bu hak sağlanmaz.)
KADININ ZİYNET EŞYASI HAKLARI
ÇOCUK İLE KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKI
MAL REJİMİNİN TASFİYESİ – PAYLAŞIMINDAN KAYNAKLI ALACAK HAKLARI
MADDİ TAZMİNAT ( Her boşanma davasında bu hak sağlanmaz.)
MANEVİ TAZMİNAT ( Her boşanma davasında bu hak sağlanmaz.)
BOŞANILMIŞ EŞİN SOYADINI KULLANMAYA DEVAM ETME HAKKI
Boşanma Davasında Kadının Maddi Tazminat Hakkı
Türk Medeni Kanunu 186/3 gereği eşler evlilik devam eder ederken masraflara birlikte karşılama güçleri doğrultusunda hem paraları hem emekleriyle katılırlar. Boşanmada maddi tazminatla bu imkanın kaybolmasına sebep olan eşin bu imkanı kaybeden eşin zararını karşılaması sağlanır. Yoksulluk nafakasından farklıdır.
Aile kurumunun emrettiği yükümlülükleri ihlal ve ihmal eden ve evlenmenin sonlanmasına sebep olan kusurlu eş, daha az kusurlu ya da kusursuz eşe karşı zararından dolayı tazminat ödeyecektir. Bu tazminat , sözleşmenin ifasının gerçekleşmemesinden değil aile kurumundan doğmaktadır. Bu nedenle Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. Maddesi’nde ayrıca düzenlenmiştir.
Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Maddi tazminatın talep edilmesi için boşanmanın kesinleşmiş olması gerekir. Doğan zararın anlaşılabilmesi için mal rejimi tasfiyesini yapılmış olmalı yani mal paylaşımı yapılmış olmalıdır.
Maddi tazminatı talep eden tarafın halihazırda mevcut menfaatleri ya da evlilik devam etmiş olsaydı doğacak olan menfaatleri bulunmaktadır. Boşanmada maddi tazminat hakkının kazanımı için kusursuz ya da daha az kusurlu taraftan mutlak kusursuz olması beklenemez.
Kadın hakimden sözlü veya yazılı olarak boşanma davasında maddi tazminatı talep etmelidir veya ayrıca maddi tazminat davası açabilir. Boşanma davasında ya da boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde maddi tazminat talep edilebilir.
Zararı, kural olarak Türk Medeni Kanunu 166/II gereğince hakim belirler.
BOŞANMA DAVASINDA KADINI MANEVİ TAZMİNAT HAKKI
Türk Medeni Hukuku 174/2’de Manevi tazminat düzenlenmiştir. Manevi tazminat hakkı doğmuş boşanan kadının, boşanma nedeniyle kişilik haklarına saldırılmış, ruhsal ve moral durumu zedelenmiş ve manevi zarara uğratılmıştır. Bu zarardan doğan acı, ıstırap ve üzüntünün giderilmesi amaçlanır.
Manevi tazminat hakkının kazanılmasına sebep olan kişilik haklarına yapılan saldırılara örnek olarak şerefe, haysiyete saldırı, kişinin sır ve özel hayat alnına müdahale edilmesi veya bu alanın paylaşılmasıyla yapılan saldırı, aile hayatı ve çevresine yapılan saldırı sayılabilir. Duygusal olarak ya da sosyal olarak zarara uğratılan kadının beden bütünlüğüne yapılan saldırı da hem manevi hem maddi tazminat hakkının oluşmasına sebep olacaktır.
Manevi tazminat talep eden kadının da kusuru varsa Türk Borçlar Kanunu 50 vd. gereği tazminatta indirime veya manevi tazminat hakkının oluşmamasına sebep olacaktır.
KADININ BOŞANMADA NAFAKA HAKLARI
Nafaka, yoksul olan kişiye yapılan yardım anlamını taşır. Yargıtay, nafaka için “bir kimsenin geçimini sağlamak üzere yapılan ayni ve nakdi yardım” tanımını yapmıştır. Kanunun yoksulluk içindeki kişiyi geçindirmekle zorunlu kıldığı kişiye nafaka yükümlüsü, bu nafakayı almaya hak kazanan kişiye nafaka alacaklısı denmektedir. Aile hukukundan doğan bu alacak, diğer alacaklara göre istisnai özelliklere sahiptir.
Türk Medeni Kanunu iki tür nafakayı düzenlenmiştir. Bunlar yardım nafakası ve bakım nafakasıdır. Eşler ve Çocuklar açısından düzenlenmiş olan “bakım nafakası”dır. Bakım nafakasının türleri yardım nafakası, tedbir nafakası ve iştirak nafakasıdır.
Kadın, nafakasının ödenmemesi durumunda şikayet ederse İcra ve İflas Kanunu 344. Gereğince hapis cezası uygulanabilmektedir. Bu ceza ertelenemez, para cezasına çevrilemez. Ancak hapis durumunda borç hakimin kararına uygun olarak ödenirse erkek tahliye edilir.
TEDBİR NAFAKASI
Boşanma gerçekleşmeden, erkeğin evlilikten doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kadının ve çocukların yoksulluk içine düşmeleri ya da aile huzuruna zarar vermesi nedeniyle kadın, mahkemeden erkeğin ödemesi için tedbir nafakası talep edebilir.
Türk Medeni Kanunu Madde 169
III. Geçici önlemler Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
Boşanma davasının açılmasından kesinleşmesine kadar ödenir. Hakim kadın talep etmeden, kendiliğinden de tedbir nafakasına hükmedebilir. Kusur, tedbir nafakası için dikkate alınmaz ancak kusur ağır olmamalıdır.
Türk Medeni Kanunu Madde 197
Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.
Tedbir nafakasına ortak hayata ara verilmesi sebebiyle de hakim tarafından talep olmaksızın hükmedilebilir.
İŞTİRAK NAFAKASI
Anne ve baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamak zorundadır. Anne babanın boşanma davasının kesinleşmesiyle iştirak nafakası ödenmeye başlar ve çocuk ergin olana dek sürer. Hakim talebe gerek olmadan kendiliğinden iştirak nafakasına hükmedebilir.
YOKSULLUK NAFAKASI
Kadın, düzenlenen şartların gerçekleşmesiyle yoksulluk nafakası isteyebilir. Aile mahkemesi hakimi kadının talebiyle bağlıdır. Kadın sözlü ya da yazılı olarak yoksulluk nafakasını hakimden talep etmelidir. Hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez. Kadının sözlü olarak “nafaka istiyorum” beyanı Yargıtay tarafından yoksulluk nafakası olarak yorumlanmıştır. Ancak kadın yoksulluk nafakası olarak istediğini beyan etmelidir.
Türk Medeni Kanunu Madde 175’te yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için gerekli koşulların düzenlenmiştir.
- Yoksulluk nafakası
Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Özetle koşulları şu şekilde sayabiliriz:
Yoksulluğa düşmüşse
Yoksulluğa düşmesinin sebebi boşanmasıysa
Hakimden yoksulluk nafakası talep etmişse
Kocasının kendisinden daha kusurlu olması
Kocanın ödeyeceği nafaka ile kazancının orantılı olması
Kadın, yoksulluk nafakasını boşanma davasıyla ya da dava sonuçlandıktan sonra 1 yıl içinde Türk Medeni Kanunu Madde 177 uyarıncaçacağı bağımsız bir dava yoluyla talep edebilir. Kadın yoksulluk nafakası hakimden talep etmezse, hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmetmez. Türk Medeni Kanunu 175. Maddesinde açıkça bu durum düzenlenmiştir.
Tedbir nafakasından öngörüldüğü gibi birlikte yaşama ara verilmesi nedeniyle yoksulluk nafakası talep edilemez.
“KULLANIM ŞARTLARI VE SORUMSUZLUK KAYDI
Bu web sitesinde yer alan bilgiler, konuyla ilgili olarak yalnızca genel bilgi ve görüş içermekte olup, hukuki tavsiye ve hukuk hizmeti yerine geçmez ve bu amaçla kullanılamaz. Her bir olayın vakıalarına ve kendine özgü şartlarına göre profesyonel hukuki tavsiye ve görüş almanız önemle ve şiddetle önerilir.
NAM HUKUK BÜROSU avukatları ve bu bilgilerin hak sahipleri burada yer alan bilgilerin doğruluğundan ve tamlığından kesinlikle sorumlu değildir. Bilginin, mevzuatın ve içtihatların hızla değişebilmesi nedeniyle bu bilgilerin güncelliğine ilişkin herhangi bir taahhüt veya garanti etmez. Bu bilgiler içerisinde yer alanlara dayalı olarak ticari bir karar vermemenizi, somut olayınızın özelliklerine göre hukuki danışmanlık hizmeti almanızı önemle tavsiye ederiz.
NAM HUKUK BÜROSU / LAW FİRM”